Göster.co / Eskişehir
Göster Özel Röportajları serimizde bugünkü konuğumuz Servan Turan. Küçük yaşlardan beri, gerek ilgi duyduğu alanlar sebebiyle ve gerekse hobi olarak sürekli gezmekte olan bir genç.
Gezme merakı ona yeni deneyimler yaşattı, ufkunu genişletti, bu seyahatler boyunca büyük olumsuzluklar da yaşadı ama yılmadı, yılacak gibi de görünmüyor.
Gezilerini ve ilginç deneyimlerini sosyal medyada paylaşmaya devam ediyor ve hatrı sayılır bir takipçi kitlesi var. On binlerce kişiyle beraber geziyor diyebiliriz.
Servan Turan, bu röportajımızda bize vakit ayırıp, hakkında merak ettiklerimizi yanıtladı ve O’nun gibi gezmek isteyenlere tavsiyeler verdi.
Çocukluğumdan beri kendini okul sıralarında eğitmeyi başaramayan biriyim. Her zaman kırık notlarla dolu ve isteksiz öğrencilik yılları geçirdim. Hala öyleyim. 8 yıldır Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar, Fotoğraf Bölümü öğrencisiyim. Pek biteceğe de benzemiyor.
10-22 yaş aralığımda annemin yönlendirmeleri sayesinde hayatımın yüzde 70’i danstan oluşuyordu. 10-15 yaş arasında Ankara’da geçirdiğim çocukluğumu TRT bünyesindeki “halk dansları” topluluğunda disiplinli bir ortamda geçirdim. O zamanlar tek hayalim olan “Anadolu Ateşi” dans grubuna dahil olma hedefime de 15 yaşında ulaşarak grubun tarihindeki en genç kordo dansçısı oldum.
Bu serüvenim de görsel sanatlara olan hevesim ve ülkemizde dansçı olmanın zorlukları karşısında maddi ve manevi sebeplerden ötürü son buldu.
Tabi bu süreçte, bu iki topluluk sayesinde henüz 22 yaşında yaklaşık 20 ülke görmüş bir konuma geldim. Çünkü dansın dünyada seveni çok ve gruplarımız dalında en başarılı gruplardandı.
Fotoğrafçılık bölümünü de kazanmamla birlikte iyice bu işlere ağırlık vererek bu şekilde 26. yaşıma kadar geldim. Çocukluğunu ve gençliğini bu kadar seyahat dolu geçiren birinin yerinde durması da beklenemezdi tabii ki.
Hala kendi imkanlarımla gezebildiğim heryeri gezmeye ve dünyanın nasıl bir yer olduğunu görmeye, eleştirmeye ve gözlemlemeye çalışıyorum.
İtalya serüvenim mükemmeldi. Öncelikle gittiğim organizasyonu Gençlik Servisleri Merkezi düzenliyor. 40 yıllık köklü bir firma. YouTube’da vlog tarzı işler yaptığım için onlarla birlikte gerçekleştirdiğimiz bir çalışmaydı. Ama kesinlikle o projeleri kovalamaya devam edeceğim.
Adeta masal diyarı bir bölge olan Toskana bölgesinde bir köyde günde 4 saat ekolojik dengeyi sağlamaya yönelik işler yaptık ve kalan zaman tamamen bizimdi. Yeme, içme, konaklama ve yakın köy, belde ve şehirlere geziler de düzenliyorlar.
Zorlandığım tek konu her Avrupa ülkesinin disiplinli kuralları oldu tabii ki. Özellikle çöp konusu beni oldukça zorladı. Yemeklerden sonra çöpün başına toplanım hangisi hangi çöpe atılcak diye düşünmek beni zorlamıştı.
İlk soruya verdiğim yanıtta da bahsettiğim dans ve fotoğrafçılık hayatımın büyük bir kısmını oluşturuyordu. Ama müzik kulağıma da çok güvendiğim için elektronik müzik üzerine neler yapabilirim diye oturup düşüneceğim. Çok ilgimi çekiyor.
Bu olayı konuşmama kararı aldık. Bizi bu kadar yaralayacağını bilmiyorduk ama hala her konusu açıldığında canımızı çok sıkıyor. Tek tavsiyem yola çıkarken her şeyi göze alarak çıkın.
(Malezya hakkında) olumlu şeyler düşünemiyorum. Ama bu aslında her ülkenin kanunları karşısında başımıza gelebilecek bir olaydı. Fakat karşımıda bir muhatap bulamamak bizi zorlayan en büyük şeydi.
Hapse düştüğümüzü ailemize haber vermek istediğimizde “çıkınca verirsiniz” cevabı almak vizyonu anlatmaya yeterli olur sanırım. Bunun dışındaki dini dayatmalar açıkça tacizdi. Kötü günlerdi, çok şükür geçti.
Gittiğim 2 ülkede “Anlatılmaz Yaşanır” sözünü yaşadım. Bunlardan birisi Hindistan, diğeri ise İran oldu.
İran, kesinlikle herkesin gidip görmesi gereken bir ülke. Her sokakta ayrı deneyimler sizi bekliyor. Sakın korkmayın çok güvenli bir ülke.
Elbette edeceğim. Daha aklı başında, cahil cesareti ile değil mantık çerçevesinde ve gençlik heyecanımı bir kenara bırakarak gözlem yapmaya ve deneyimlemeye çalışarak gezeceğim.
Sanırım bir kampta birisi söylemişti bana.
Malezya ve İran hikayeleri 7 ceddimize yeter fakat Saraybosna’da pavyonda kaldığımız bir hikayemiz var o da baya enteresan bir gündü. Otostop çektiğimiz abi “içelim” diye bir mekana soktu bizi ve mekan pavyondu. Çok eğlendik, bu hikaye de YouTube kanalımda var.
“İyi ki yola çıkmışım” sözünü, her seyahatimde söylüyorum.
Yola çıkmak, insanlarla iletişimimi geliştirdi ve görsel estetik algımı renklendirmemde çok yardımcı oldu.
Her seyahatimin ortak pişmanlığı “gittiğim yerlere tam alışmışken geri dönmek zorunda kalıyor olmak”.
Bunu yaşam tarzı haline getiren bir kaç arkadaşım var. Özellikle, gezmek için değil zorluklarla baş edebilmeyi öğrenmeye çalışan bir arkadaşım var mesela. Bu hayatı tam anlamıyla benimsemek için bazı fedakarlıklar söz konusu. Ben o kadar fedakarlık yapamadım.
Yani ailemi, düzenimi ve sosyal hayatımın rahatını bozamadım. Eğer bozsaydım neler değişirdi tahmin bile edemiyorum.
Yabancı dil konusunda aslında zorluk çekmiyorum. Örneğin bir şeye ihtiyaç duyduğumda ya da halletmem gereken bir konu olduğunda bir şekilde halledebiliyorum fakat iş birisiyle tanışıp, yabancı dilde muhabbet edip muhabbeti devam ettirmeye geldiğinde tıkanıyorum.
Şu ana kadar hiç İngilizce eğitim almadığım için üzgünüm. Ama eğitim sistemimizdeki İngilizce eğitim gören kişilerin de hiç konuşabildiğini görmedim.
Bu bilmemesiyle alakalı değil, denememesiyle alakalı. Adım atmakta sorun yaşıyoruz. Bu kadar kasmaya gerek yok, ilk adımı hemen şimdi atın.
Yaklaşık 24 ülke gezdim sanırım. Bazı yerlere birde çok kez gittim. Örneğin; İran, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna. Ama beni manevi olarak pozitif hissettiren yerler hep Doğu ve Asya ülkeleri oldu. Batı’da ise estetik ve refah düzeyi gözlemleri yaptım bolca.
İran’da şeriat yönetimi bizi oldukça kasmıştı. Kız arkadaşlarımızı eşarpla gezmek zorunda bırakan bir ülke yönetimi mevcut orada. İnanın tanıştığımız hiç kimse evinde eşarplı değildi ve bu işi zorunluluktan yapmak onlar için çok büyük bir problem.
İçinde bulunduğunuz her duruma bir adım daha arkadan, daha geniş bir kadrajdan ve daha eleştirsel bakmak isterseniz okumak ve gezmek sizi dünyanın en renkli ve vizyon sahibi insanı yapacaktır.
Ayrıca hayal gücünüzün sınırlarını her adımınızda daha da genişleteceksiniz. Ömür boyu yapmak zorunda değilsiniz. Hayatınızın herhangi bir dönemini düşük bütçeyle seyahat etmeye ayırmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Her şeyden ve herkesten çok uzakta bir yerde bütün bilincinizle baş başa kalın ve ilerleyin.
Bana Instagram profilimden (@servanturan) ve YouTube kanalımdan (Bunun Yolu Yol Değil) ulaşabilirler.
Ben teşekkür ederim, benim için de değişik oldu. Her soruyu yanıtlarken, duygular arası yolculuklar yaşattınız. Yolculuğa ve yeni deneyimlere tam gaz devam. Sevgiler.
💬 Ne Düşünüyorsunuz?