Bu akşam Ceylan Ertem konserindeydim. Konser öncesi beklerken sahne hazırlığı ve Ceylan’ın vaktinde çıkıp çıkmayacağı hakkında dedikodu yapan çifti buraya yazıp konser dinleme üzerine öğütler vermeyi düşünüyordum ama konser biterken yazmak isteyeceğim daha acayip ve konuşulsı hadiseler oldu.
Konserin son şarkısıydı. Sahne önündeyim. Öylece izlerken önüme doğru daha önce civarda görmediğim bir kız geldi. Yaşça benden epey genç bir kız. Ceylan’ın gözlerine baka baka haykırarak şarkı söylüyor. Hepimiz gibi tabii…
O sırada tekerlekli sandalyeme çarptı. Bana bakıp “pardon” dedi. Ben de gülümseyip başımı eğdim “önemli değil” anlamında. Konser, kalabalık, herkes hararetli; gayet makul bu küçük çarpışmalar. Fakat sonrası?
Önce kızla yüz yüze şarkı söylemeye başladık. Daha doğrusu o benim gözüme bakıp söyledikçe ben de karşılık verdim. Arada da Ceylan’a bakıp söylüyoruz.
Sonra kız elini uzattı. Bi süre bekledim. Elimi tutmak için mi uzattı, bir şey mi diyor, rast mı geldi?.. O bekleyince ben de elimi elimi elinin üstüne koyfum, tuttu.. Ben tutmuyor gibiyim çünkü tanımadığım bir kızla el ele şarkı söylüyorum. Atmosfer içinde kabul edilir bulsam da içimden “elimi çekmeli miyim”, “daha mı normal tutmalıyım”, önce o mu bırakmalı” falan diye düşünüyorum ama tutuyor işte. Şarkı bitene kadar tuttu, sonra alkış için bıraktı..
Son şarkıydı zaten ama bise çıkacaklardı illaki. Herkes “bi daha” diye bağırırken kız Ceylan’a beni göstermeye çalışıyor… Görmedi, indiler sahneden ve kısa süre sonra bise çıktılar.
Kız bu kez yine elimi tuttu. Bu kez bayağı el eleydik aslında. Ben normalce tutarken kız zaman zaman iyice sıkıyor, bazen iki eliyle kavrayıp bedenine dayıyor. Bir yandan da avaz avaz şarkı söylüyoruz.
Şimdi hikayeyi böyle anlatınca neler düşündüğünüzü ve aklınızdan geçen şakaları tahmin edebiliyorum ama yapmayın. Başka bir yere varacağım…
Kız sıkı sıkı elimi tutarken defalarca sahneye uzatıp Ceylan’a göstermeye çalıştı. Kimi zaman diğer eliyle beni işaret etti. İki üç kez de pet gibi başımı okşadı.
Konser bitti ama kız hala Ceylan’a beni gösterebilmek için çırpınıyor. Gördüğü herkese eliyle “bir dakika bakar mısınız” işareti yapıyor. Beni Ceylan’la tanıştırmak o anki tek arzusu gibi.
Bu arada Ceylan Ertem’le, Cenk Erdoğan’la, Murat Çopur’la vs hali hazırda tanışız. Ama kıza bunu söylesem o da ayıp olacak…
Sonra kulise geçtik, o da geldi. “sizi çok seviyor” gibi bir şey dedi (tam ne dedi emin değilim). Sonra gitti tabii. Ceylanlar da arkadaşım sanmış.
Böyleyken böyle işte… Neden yazdım bunu? Çünkü arkasındaki duyguyuyu biliyorum. Başka zamanlarda başka şekillerde de tecrübe ettim bunu.
Kız iyi niyetli, ona şüphem yok. Ancak bu davranışında tekerlekli sandalyede olmamın etkisi çok büyük. Hem hiçbir kız tanımadığı birinin elini bir anda böyle tutmaz hem de sahnedeki tanımadığı bir müzisyenle tanıştırmak için böyle çabalamaz.
Elbette belki biraz alkolün de verdiği rahatlık, biraz ortamın hararetinin etkisi, biraz Ceylan’ın güzelliğinin yansıması, bolca kızın iyi niyetinin etkisi var ama…
Burda alınganlık ettiğimi de düşünebilirsiniz elbette ama bu noktada sizden geçmiş tecrübelerime güvenmenizi bekliyorum.
Bu hikayeye hatırlatmak istediğim şey engellilerin bir takım özel gereksinimleri olabilse de bu tamamen fiziksel koşullarla ilgilidir.
Bu durum karşılığında özel bir ilgiye, şefkate, sevgiye muhtaçlığımız yoktur.
Lütfen engellilerle iletişim kurarken bu koşullara dikkat ediniz. Üzülüyor değilim ama yine de “neden hala böyle oluyor” diye sorguluyorum.
Bu postu ulaşacağı arkadaşlarım zaten yeterince ilgili, bilgili, aklı başında insanlar ama buralara yazınca çok daha uzak insanlara ulaşabildiğini biliyorum. Biraz da içdökmek istedim.
Bu arada konser muhteşemdi. Çok yoruldum ama çok iyi geldi. ❤️
💬 Haber Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?