Göster.co / İzmir
Göster Özel Röportajları serimizde bugünkü konuğumuz Trail of Us adıyla sosyal medyada paylaşımlar yapan Burçin ve Erdi çifti. Gezmek için kendi karavanlarını inşa etmeye niyetlenen ve bunu başaran, gezmeye başlamak üzere olan bu gençlerin maceraları boyunca onları izlemeye devam edin.
Bu röportajda kendilerine, hem inşa ettikleri karavanla ilgili hem de genel olarak seyahatleriyle ilgili sorular yönelttik, onlar da sıcak cevaplar verdiler. Buyrun hep beraber röportajımıza.
Merhabalar. İkimiz de İzmirliyiz ve Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezunuz. Aynı şehirden ve üniversiteden olmamıza rağmen, 6 sene önce İstanbul’da bir mobil reklam girişim ofisinde birer ay arayla çalışmaya başlayarak tanıştık.
Temmuz 2018’de de uzun zamandır hayalini kurduğumuz seyahatler için çılgın bir karar alıp, epey emek verdiğimiz işlerimizden ayrıldık ve yeni bir maceraya atıldık.
Yurtdışında oldukça popüler olan “vanlife” akımını yakından takip ediyorduk. Türkiye’de genelde daha standart karavan tasarımları yapılıyor. Bizse daha ağaç ağırlıklı, aslında mini bir kulübeye benzeyen bir araç tasarlamak istiyorduk.
O nedenle kendi tasarımımız ve el emeğimiz olan, içinde kullanılan malzemelerden sağlık açısından da emin olduğumuz bir karavana sahip olma hayaliyle bu işe atıldık.
Karavan tercih etme sebebimiz ise ev konforundan uzaklaşmadan, istediğimiz yerleri, kendi hızımızda gezebilme imkanıydı.
Ek olarak konaklama, yeme-içme masraflarını kısmak adına da epey katkısı oluyor. Yolda olmayı planladığımız süre ve ülkeler değerlendirildiğinde bu şekilde bir planın daha sürdürülebilir olduğuna karar verdik.
Karavanın araç bulma kısmı tahminen bir ay sürdü. Sonrasında ise bir aylık bir malzemeleri araştırma ve toparlama süreci yaşadık. Ardından atölye işlerini bir ay içinde bitirdik. Bundan sonraki 2 hafta içinde dekorasyon ve ruhsat işlemlerini de tamamlayıp yola çıkmayı planlıyoruz.
Elbetteki yolda, planlama kısmında aklımıza gelmeyen yeni ihtiyaçlar ortaya çıkabilir ama şu aşamada ilerleyen günlerde büyük değişiklikler yapma planımız yok.
YouTube kanalımızda maliyetleri kalem kalem açıkladık.
Herkesin beklentileri ve ihtiyaçları farklı olduğu için maliyetleri bu şekilde değerlendirmek daha doğru olur.
Daha çok seyahat etme arzusu ile işlerimizden ayrılmadan önce de oldukça fazla seyahat ediyorduk.
Filipinler, Thailand, Hawaii, New York, Londra, İzlanda, Kopenhag, Sicilya ve daha birçok Avrupa ülkesini görme imkanımız oldu.
Her ülke ve şehrin kendine özgü, bizi çeken detayları var. Fakat biz doğanın odak noktası olduğu yerlere gitmekten bir miktar daha fazla keyif alıyoruz.
Favori şehrimiz Hawaii adalarından biri olan Kauai, sörf kültürü ile bezenmiş yaşam tarzı ve eşsiz yürüyüş yolları ile kalbimizde ayrı bir yeri var. Listemiz İzlanda, Filipinler gibi ada ülkelerle devam eder.
Hawaii Oahu’da Hauki Stairs adı verilen bir yürüyüş yolu bulunuyor. 3922 merdivenle yavaş yavaş Ko’olau dağının 750 metre yüksekliğindeki tepesine tırmanıyorsunuz.
Aslında yasal olmayan bir yürüyüş yolu ve merdivenlerin girişinde tırmanışları engellemek için bir polis bekliyor. Biz araştırmalarımız esnasında bu tırmanışı görmüş ve kafaya takmıştık.
Sonrasında epey bir detay araştırarak polisi nasıl atlatacağımızı öğrenip sabah 05.00’de, güneş daha doğmadan tırmanış için yola çıktık. Tüm planlamalara rağmen polis bizi farkedip arkamızdan müdahale etmek istedi, ancak biz hızla merdivenlere ulaşmayı başardık.
Haliyle arkamızdan 3922 merdiven tırmanmayarak merdiven girişindeki devriyesine geri döndü. Biz de tırmanışı başarıyla tamamladıktan sonra dönüş yolumuzda, aynı girişten çıkmayarak başka bir yol tercih ettik ve kendisinden kaçmayı başardık.
Başka kültürleri tanımanın, bambaşka toplumsal doğru ve yanlışları gözlemlemenin insanın ufkunu genişleten bir deneyim olduğunu düşünüyoruz.
Bu deneyimlerin daha anlayışlı, açık fikirli ve birbirine saygı duyabilen bireyler olmamıza yardımcı olduğunu düşünüyoruz.
Ek olarak doğayla ve dünyayla daha uyum içinde yaşamak için bizi motive ediyor.
En azından bir süreliğine sınırlı kaynaklarla yaşamanın bize ilerleyen hayatımız için büyük farkındalık katacağı inancındayız.
Yaşadığımız bu çağda ihtiyacımız olan bilgilere anında internet üzerinden erişebiliyor, ailemizle iletişimde kalabiliyor ve bir yandan da çalışabiliyoruz.
Bu motivasyonla bunun bir hayat tarzına dönüşebileceğine inanarak böyle bir adım attık. Hep birlikte sonuçlarını göreceğiz.
Bizim sorun yaşadığımız çok fazla yer olmadı. Vücut dili de oldukça yardımcı oluyor.
Turistik rotaların çok dışında, daha uzak noktaları deneyimledikçe belki fikrimiz değişir.
Türkiye’de Ege’den Güney’e doğru ilerleyerek ilk 1-2 ayımızı geçirip daha sonra Güney Avrupa Turu ile devam etmeyi düşünüyoruz.
Çok keskin kararlar almadık, biraz yüreğimizin götürdüğü yere doğru gitmeyi, yolda da planda olmayan yerleri keşfetmeyi istiyoruz.
Sonrasında umarız ki daha farklı rotalarla başka kıtalara da gitme imkanımız olur.
Hayır, aksine genelde bu farklı kültürel alışkanlıkları görmeyi, deneyimlemeyi çok seviyoruz.
Örnek vermek gerekirse, Thailand Koh Samui adasında otelimizin yanındaki markete ayakkabılarınızı çıkarmadan giremiyordunuz ve bizim ülkemizde çok saçma bulunabilecek bu tarz bir talep bize çok tatlı geliyordu.
Instagram profilmizden (@trailofus) YouTube kanalımızdan (Trail of Us) ve blogumuzdan (trailofus.com) bizi takip edebilirler.
💬 Ne Düşünüyorsunuz?