Hayatta çoğu yol ayrımı, görünüşte küçük kararlarla başlar. Ne zaman ne yapacağına karar verirken, zihnin genellikle iki temel rotadan birini seçer: Kolay olan mı, doğru olan mı?
Kolay olan, anlık huzur sağlar. Uyuşukluk verir. Dirençle karşılaşmazsın, sorgulanmazsın, çoğu zaman fark edilmezsin bile. Çünkü kolay olan, çoğunlukla kalabalıkların tercihidir. Onu seçmek uyum sağlar, kısa vadede huzur hissi verir. Ama uzun vadede bu huzur, yerini belirsiz bir tatminsizliğe bırakır.
Doğru olan ise çoğu zaman daha sessiz, daha zor ve daha yalnızdır. Çünkü seni ödülle değil sorumlulukla karşılar. Daha çok zaman ister, daha çok sabır. Dirençle karşılaşabilirsin, yanlış anlaşılabilirsin. Ama doğru olanı seçtiğinde içten içe bilirsin: Bu yolda yürümek seni küçültmez, seni tamamlar.
İnsan, kararlarında kendi değerlerini yansıtır. Kolay olanı seçtiğinde kendini geçici olarak korursun. Doğru olanı seçtiğinde ise uzun vadede kendini inşa edersin. Bir tasarımcı, bir düşünür, bir yaratıcı ya da sadece dürüst bir insan olmanın temelinde bu ayrım yatar. Kolaycı zihin üretmez; tekrar eder. Ama doğruyu önceleyen zihin, karşılaşacağı zorluklara rağmen üretmeye devam eder.
Bazen doğru olanı seçmek, başarısızlık riskini göze almaktır. Bazen daha uzun sürede takdir edilmeyi beklemektir. Ama unutma: Hayatta kalıcı iz bırakan her şey, kolay olanın değil, doğru olanın sonucudur.
Kolay olanı herkes yapabilir. Doğru olanı ise ancak iç sesiyle yüzleşmeye cesaret edenler.
💬 Ne Düşünüyorsunuz?