Rus ve dünya edebiyatının en önemli isimlerinden Dostoyevski’nin günlükleri Türkçeye çevrildi ve Yapı Kredi Yayınları Kazım Taşkent dizisinden çıkan “Bir Yazarın Günlüğü” adlı kitapta bir araya getirildi. Bu, bundan 12 sene önce oldu. Kitap, büyük romancıyı toplumsal-siyasal bir kişilik olarak tanımamızı sağlıyor.
Dostoyevski, “Bir Yazarın Günlüğü“ne 1873’te Grajdanin dergisinde başladı. Üç yıl ara verdikten sonra, 1876’da “Bir Yazarın Günlüğü” adı altında kendi dergisini çıkardı. Aylık yazılarla iki yıl düzenli olarak sürdürdüğü bu yayına sağlığının bozulması üzerine ara verdi.
Dostoyevski’nin kitapta geçen savaşla ilgili görüşleri hayli ilginç. Savaşın değil, asıl uzun süreli barışın insanlar için sorun olduğunu söyleyen yazar, savaşın uyuşmuş ruhları uyandıracağına inanıyor.
Dostoyevski’nin günlüğünde ağırlıklı olarak işlediği bir başka konu da Doğu sorunu. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Dostoyevski ateşli bir Slavcı olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle Türk okuyucular için ilginç olan bir husus, “İstanbul er ya da geç bizim olacaktır” söyleminin Dostoyevski’nin sloganı haline gelmesi.
Kayhan Yükseler’in Türkçeye çevirdiği kitap 1210 sayfa.
Bu söylem ve Radikal’in duyurduğu kitap haberi, o dönem çok konuşulmuştu.
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Rus roman yazarı. Çocukluğu sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçiren Dostoyevski, annesinin ölümünden sonra Petersburg’taki Mühendis Okulu’na girdi. Babasının ölüm haberini burada aldı.
Dostoyevski’den bazı alıntılar:
Bunun gibi yüzlerce enfes içerikten oluşan, çok gelişmiş nostalji arşivini göster.
💬 Ne Düşünüyorsunuz?