Göster.co / Londra, İngiltere
Göster Özel Röportajları serimizde bugünkü konuğumuz Yunus Dalgıç. Okul tercihinde yaptığı küçük bir hata sonucu hayatının akışı değişen genç ve başarılı girişimci, bir yandan YouTube kanalından gençlere ulaşıyor, bir yandan da ödüller alıp Forbes dahil olmak üzere birçok mecrada yayımlanmak üzere fotoğraflar çekiyor.
Londra’da yaşayan Dalgıç’ın, sorularımıza verdiği samimi cevaplar sayesinde, çok eğlenceli bir röportaja imza attık. Röportajımız, İngiltere’ye yerleşmek ve orada çalışmak isteyen gençlere de örnek olma niteliği taşıyor.
Portalınızda bu konularla ilgisi olan konuklara yer verdiğiniz için ben teşekkür ederim.
1994 yılında Mersin’de doğdum, aslen Elazığlıyım. 1,95 boyunda ve Boğa burcuyum. Dünya’yı gezmeye başlamamın ve YouTube kanalımı açmamın en büyük nedenleri, bunların farklı insanlarla tanışıp, farklı yemekler tatmamda yardımcı olmalarıydı. Aynı zamanda duygularımı rahat anlatabilen bir insan değilim, bu yüzden yaşamış olduğum bir geçiş dönemi sonrası, insanlarla iletişim aracı olarak YouTube platformunu seçtim.
Öğrenci vizesi ile geldiğim İngiltere’de Türk vatandaşlarına sağlanmış vize türü olan ECAA (Ankara Antlaşması Vizesi) ile hayatımı sürdürüyorum. Yıllık belli bir gelir ve müşteri olacak firmalardan almış olduğunuz referans mektupları gerekiyor. Aynı zamanda geçmişte yapmış olduğunuz işleri belgeleyerek, İngiltere’ye geldiğinizde de o alanda çalışma yürütmeniz gerekiyor.
Şu an hem İngiltere’de hem de Avrupa’da bulunan birçok işletmeyle; sosyal medya, prodüksiyon, marka geliştirme ve çalışanlar ile müşterilerin ilişkilerini nasıl geliştirebileceklerine dair çalışmalar yapıyoruz. YouTube kanalımla yapmış olduğum işler doğru orantılı bir şekilde ilerliyor. Gazeteci olarak davet edildiğim birçok etkinlikte veya törende YouTube kanalım için de çekimler gerçekleştiriyorum.
Türkiye benim vatanım, doğduğum, büyüdüğüm yer. Eğer bir gün döneceksem güzel işler yapmış olarak ve orada da güzel işler yapmaya devam etmek için dönerim.
Aslında şu an yaşadığım hayatı yapmış olduğum küçük bir hataya borçluyum. Mersin’de yaşadığım dönemlerde iyi bir basketbolcuydum. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde yıldız ve genç takımlarında oynadım. Yıldız takımında kaptan yardımcısıydım ve aynı zamanda benden büyük isimlerle genç takımında maçlara çıkıyordum. Tabi hiçbir zaman basketbolcu olmak gibi bir hedefim yoktu. Sadece küçük bir şehir ve sizi tatmin edecek en güzel uğraşlardan birisi de genellikle spor oluyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi basketbol takımında oynadığım dönemlerde OKS’ye (Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı) girdim. Çok başarılı bir öğrenci olduğumu söyleyemem. Hatta ilkokulda hocalarım ailemi birkaç defa okula çağırıp ”Yunus’u okuldan alın, spor kariyerine devam etsin” dediklerini bizzat biliyorum. OKS sınavına girdikten sonra ailelerin beklentileri tabi ki fazla oluyor. Sınav öncesi babam daha çok çalışayım ve azmedeyim diye, bir arkadaşının görev yaptığı başka bir lise olan Nihal Erdem Anadolu Meslek Lisesine beni götürdü.
Okul gerçekten çok iyiydi. Bilgisayarlar, laboratuarlar, kocaman koridorlar vs. vardı. O gün kararımı verdim. Bu okula geleceğim diye. Bilgisayar okuma isteği doğmuştu. Sınava girdikten sonra tercihlerimi kendim yaptım. Tabi tercihleri yaparken Nihal Erdem Anadolu Meslek Lisesinde 3 ayrı bölüm olduğunu fark edemedim . Tercihlerimi karışık bir şekilde yazmaya başladım.
Sonuçlar açıklanmıştı ve mülakata çağrılmıştım. Mülakatta hangi kitapları okuduğumu, hangi gazeteleri takip ettiğimi ve medya ile ilgili bir sürü soru soruldu. Şaşırmıştım tabi ki. Neden bana böyle sorular sorduklarını, bilgisayar ile ilgili sormadıklarını merak edip arkadaşıma sordum. Arkadaşım ise benim hayatımı değiştiren hatanın cevabını vermişti. Kazandığım bölüm İletişim Meslek Lisesi Gazetecilik bölümüydü.
Basketbol benim için gazetecilikten çok daha fazla önem verdiğim bir olaydı çünkü mersinde staj yapabileceğiniz en iyi yer bir belediye veya ufak ajanslar olacaktı. Ben de basketbol oynamaya devam ettim. Bu sayede Bursa’da bulunan Oyak Renault Basketbol Kulübü’ne, ardından ise İstanbul’da bulunan UPS kulübüne transfer oldum. UPS ile basketbolda ilerlemeye çalışırken Nihal Erdem Meslek Lisesi’nden çeçişimi yaptığım Tuncay Azaphan Meslek Lisesi’ne uyum sağlamaya çalışıyordum. Basketbol hayatımda en önemli olaydı, ta ki lise son sınıfa geçip Turkuvaz Medya Grubu’nda “Stajyer Fotoğrafçı” olana kadar. Editörüm Canan Yetişti Satkın, Türkiye’nin en iyi fotoğraf Sanatçılarından biriydi.
O’nun da desteğiyle fotoğrafı öğrendim. Hayatımı makinelere, fotoğrafa adadım . Turkuvaz Medya Grubu’ndan sonra Milliyet Gazetesi’nde “Stajyer Foto Muhabiri” olarak 3 aylık bir deneme süresiyle işe başladım. Ustalarla çalıştım. Foto muhabirliği öğrendim. Gazeteci olmayı öğrendim. 3 ay deneme süresiyle girdiğim Milliyet Gazetesi’nden 3,5 yıl sonra ayrıldım. Tabi ayrılmadan önce 2 ödül aldım.
2013 yılında Türkiye’nin En İyi Foto Muhabiri ödülü aldım (21 Gazeteci abimle çıkartmış olduğumuz “Foto Muhabiri Gözüyle Direniş” kitabı) ve Vodafone Avrasya koşusunda çekmiş olduğum fotoğrafla mansiyon ödülü aldım. Milliyet Gazetesi’nden sonra ise Yurt Gazetesi Fotoğraf Editörü olarak 2014 yılında işe başladım. İngilizcenin her zaman eksikliğini hissediyordum ve bu sebeple üniversite sınavına girdim ve daha öncesinden Radyo Televizyon Ön Lisans mezunu olduğum İstanbul Aydın Üniversi’nden %50 burs ile “Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik” kazandım. Hazırlık okuduğum dönemde ise bir değişim programıyla Londra’ya taşınma fırsatım oldu.
Şu an ise Londra’nın ilk Cumhurbaşkanlığa Bağlı Sarı Basın Kartlı Serbest Gazetecisi olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Aynı zamanda Londra’da kurmuş olduğum ve ortağı olduğum Dolphin Production ve RGN Medya ile sosyal medya ve marka geliştirme çalışmaları gerçekleştiriyorum. Geçtiğimiz yıl Forbes Dergisi’nde kapak fotoğrafı yayınlanan ilk serbest foto muhabiri oldum.
Londra’da aynı zamanda fotomodellik ve oyunculuk da yapıyorum. Özellikle buradaki Londralılar “Turkish Khal Drogo” diye sesleniyorlar.
İngiltere’de yaşamanın şu yönden çok faydası oldu; özellikle Avrupa’yı gezme fırsatınız çok rahat olabiliyor. Çünkü İngiltere’de kazanmış olduğunuz para Avrupa para birimiyle neredeyse eş değer. Bu yüzden çok rahat bir şekilde başka ülkeleri görme fırsatım oldu. Bunlardan birisi Brezilya. Gitmeyen herkese tavsiye ederim.
Türkiye’de olsaydım şu an ne YouTube kanalım, ne sarı basın kartım, ne de Avrupa’yı gezme fırsatım olurdu. Keşke vize sıkıntısı yaşamadan herkes istediği bir ülkeye yerleşebilse diyorum. Bir çok genç arkadaşım sırf vize yüzünden kendini geliştirmek yerine, mecbur kaldıkları bir hayat yaşadılar.
Dil konusunda çok ciddi sıkıntılarım oldu. Fakat buraya gelirken amacım buraya yerleşmek veya eğlenmek değildi. Sadece dil öğrenmek için geldim. Bunun bilinciyle hareket ettiğiniz takdirde kendinizi geliştirecek aktiviteler yapabiliyorsunuz. Film izleyerek, yeni insanlarla tanışarak, kız veya erkek arkadaş edinerek geliştirebiliyorsunuz. İş kurmak isteyen herkese tavsiyem kesinlikle ve kesinlike İngilizcenin yanında üçüncü bir dil öğrenmeleri.
Aslında Londra dışardan bakıldığı kadar pahalı bir şehir değil. Eğer buraya turist olarak geliyorsanız evet Londra, ülkemizin ekonomisine göre pahalı ama burada yaşıyorsanız ve burada hayatınıza devam edecek kadar geliriniz varsa Londra gayet rahat ve uygun bir şehir. Ortalama 1750 – 2000 Sterlin ile çok rahat bir şekilde yaşayabilirsiniz. İlk bir yıl aylık kazancım 850 Sterlin’di. Yine de hayatta kaldım.
Şirket kurmak İngiltere’de aslında çok kolay. Bir yerden bir yere giderken bile şirket kurabilirsiniz. Türkiye’de Vergi Numarası İngiltere’de ise National Insurance Number (NINO) alırken zorlandığımızı söyleyebilirim. İkinci başvurumda aldım. 7 defa başvuru yapan arkadaşım var.
Uçuk kaçık insanları özellikle seçmemeye gayret gösteriyorum. Çünkü beni takip eden yaşları küçük olan kardeşlerim var. Onlara iyi bir örnek olmak için özellikle küfürlü veya olumsuz yönde etkileyecek kişilerden uzak durmaya çalışıyorum. Özelikle aşırı ırkçılık yapan birkaç kişiyle kavga etmişliğim var. Bunlar kayıtlara da yansıdı fakat yayınlama taraftarı olmadık.
Aslında bu tarz şeyler Türkiye’de çok daha dikkat çeker veya izlenir ama yayınlamak istemedik. Cinsellik içeren içerikler oldukça fazla izleniyor. Bu tarz içerikler üreten çok fazla Türk YouTuber var. Londra bu anlamda benim için en rahat ve iyi bir şekilde yapabileceğim yerken, cinselliğe asla yer vermeyi tercih etmiyorum. Çünkü kanalımı aynı zaman da Space Talk Programı’na konuk alırken insanlara referans olarak gösteriyoruz. Yaklaşık 1,5 yıl içerisinde toplam 10 milyon izlenme ve 35 bin aboneye sahip olduk. Her geçen gün daha da büyümeye devam ediyoruz.
Dalgıçlık yaptığım pek söylenemez aslında. Geçtiğimiz günlerde hayatımda ilk dalışımı gerçekleştirdim. Yaşamış olduğum en güzel tecrübelerden bir tanesiydi. Özellikle ekstrem sporlar yapmaya meraklı sayılırım. Brezilya’ya gittiğimde “yelken kanat”, Londra’da “bungee jumping” gibi ve daha birçok farklı spor yapıyorum. Yoğunken nasıl oluyor bu kadar hobiye vakit ayırabiliyorsun diye soruyorsan, gündelik hayatımı tamamen eğlenebileceğim ve hayatta mutlu olabileceğim şekilde planlıyorum.
Gurbetçi hayatı yaşadığımı pek söyleyemem çünkü neredeyse her 2 ayda bir ya da bazen günübirlik gidip geldiğim zamanlar da oluyor. Ailem şu an da Mersin’de yaşıyor.
Bütün arkadaşlarıma ve benimle iletişime geçen herkese söylediğim en önemli konu; korkmasınlar, adım atmaktan, hareket etmekten, yeni heyecanlar denemekten çekinmesinler. Kabuklarımızı kırmamız gerekiyor. Bunun sonucunda mutlaka istediğiniz hayata ulaşacaksınız. Kısa yoldan kimse çok güzel bir hayat yaşayamaz. Bedelini ödememiz gerekiyor.
Diğer bir olay ise Londra’nın Youtube Binasında gerçekleştirdiğimiz Talk Show Programımız var. Space Talk isimli kanalımızdan birbirinden ünlü ve profesyonel isimleri ağırlıyorum. Youtube binası içerisinde program çeken tek Türk YouTuber olma özelliği de bana ve ekip arkadaşlarıma ait.
Solda: Ünlü YouTuber KSI – Sağda: İlber Ortaylı
Kendime her gün yeni şeyler kattığım, bilmediğim bir macera.
Instagram (@yunusdalgic23) ve YouTube kanallarımı (Yunus Dalgıç, Space Talk) aktif olarak kullanıyorum. Aynı zamanda LinkedIn hesabımı mümkün olduğunca aktif tutmaya çalışıyorum.
Sorularınız için ben teşekkür ederim. Çalışmalarınızı yakından takip edeceğimi belirtebilirim.
💬 Ne Düşünüyorsunuz?