Birazdan okuyacağınız 10 kitaplık liste, düşünce ve hayal gücünün modern zamanlarda sanılanın aksine ne denli sığlaştığını gösteriyor.
Çeviren: Simay Gökhan
Bugüne dek kimsenin deşifre edemediği bir dilde, tamamı elle yazılmış ve sürreal illüstrasyonlarla bezeli, belki de dünya üzerindeki en garip ansiklopedi Codex Seraphinianus. İtalyan mimar Luigi Serafini 1981’de Codex Seraphinianus’u ilk yayımladığında, kitabın iki yıllık yoğun bir çalışmanın ürünü olduğunu ve yalnızca bilimselliği kanıtlanmış bilgiler içerdiğini söylemişti.
Ancak bilim insanları Serafini’nin kitabını çözmeye yönelik sarf ettikleri onca çabaya rağmen Seraphinianus’un mimarın isminden türetildiğinden başkaca bir sonuca varamadı. Kitaptaki alfabeyi oluşturan yaklaşık iki düzine sembolün hiçbir şey anlatmadığı görüşünde uzlaşıldı. Alan Turing yaşasa bu “probleme” nasıl yaklaşırdı merak ediyoruz ister istemez.
Bir ayağı gerçeklikte bir ayağı ruhsal âlemde duran İngiliz matematikçi, astronom, astrolog, okült John Dee, 10 Mart 1552’de hayatının sonuna kadar izini süreceği The Book of Soyga ile tanışıyor. Rivayete göre Dee 40 bin harflik bilmece olarak nitelediği kitabın varlığıyla bir melekle konuşmasından sonra haberdar oluyor. Kitabın son 36 sayfasına geldiğinde kelimelerin sihirli olduğunu anlayıp hiçbir zaman çözülemeyecek büyük gizemin peşinde bir yolculuğa başlıyor.
Dee’nin “Tanrı’nın Işığı” olarak bilinen Uriel ile konuşmasında melek, kitabın Cennet’te Âdem’e verildiğini, muammayı yalnızca Mikail’in çözebileceğini söylüyor. Dee, Mikail’e hiçbir zaman ulaşamıyor haliyle. Dee’nin ölümünün ardından The Book of Soyga’nın nasıl ve kimin tarafından muhafaza edildiği beş yüz yıl bir sır olarak kalıyor. Bugünse bilinen iki kopyası İngiliz Kütüphanesi (British Library) ve Oxford Bodleian Kütüphanesi’nde bulunuyor.
Fransız hümanist Conrad Lycosthenes, Prodigiorum Ac Ostentorum Chronicon’u 1557’de ansiklopedi formatında kaleme aldı. Âdem ve Havva’dan bu yana var olan uhrevi varlıkların listelendiği kitapta dünyayı yerle bir etmiş felaketlerin, sellerin, meteor yağmurlarının, deniz canavarlarının, UFO’ların ve İncil’deki efsanelerin betimlendiği bin tane gravür yer alıyor.
Prodigiorum Ac Ostentorum Chronicon’un eski baskıların, nadir eserlerin satışını yapan web sitelerinden birkaç bin dolara temin etmek mümkün.
Isaac Newton simyanın gizemli dünyasına adım attığında başvurduğu en önemli isim Sir George Ripley’di. Ancak 15. yüzyıl yazarlarından Ripley adını, kurşunu altına dönüştürebilen felsefe taşının nasıl yaratılacağını anlattığı resimli kitap The Ripley Scrolls ile duyurdu.
Kitabın orijinalinin uzun zamanlık yok oluşunun ardından 16. yüzyılda bir araya gelen zanaatkârlar kitabın kopyalarını hazırladı. Birbirinden küçük farklılıklar barındıran reprodüksiyonların tümü elle yapıldı ve simya kitabı The Ripley Scrolls’un bugüne ulaşmış 23 kopyası bulunuyor. En büyüğü altı metre uzunluğunda.
Henry Darkey, Chicago’da bir temizlik görevlisi olarak çalışırken kimsecikler onun gizlice tüm zamanların en girift ve en garip kitaplarından birini yazacağını tahmin edemezdi. 1973’te öldüğünde bahsini açmadığı The Story Of The Vivian Girls, çocuk kölelere yapılan zulme isyan bayrağını açan yedi hermafrodit prensesin hikâyesi.
40 yıl boyunca yaşadığı daracık odanın sahibi tarafından bulunan 15 bin sayfalık kitapta 300’den fazla suluboya illüstrasyon yer alıyor. İllüstrasyonlardan bazıları 3 metreyi buluyor. Bugün hiç kimse Darkey’nin kitabın üzerinde ne kadar çalıştığını bilmiyor ama ortaya çıkan eserin onyıllar aldığı tahmin ediliyor.
Yüzyıllar boyu sayısız insanın katkı yaptığı Popol Vuh, Maya Medeniyeti tarihini ve mitolojisini içeriyor. 1700’lerin başlarında Dominikan rahip Francisco Ximenez’in Maya Krallığı’nı ziyaretinden sonra onun teşvikiyle yazıya geçirilmeye başlanan Popol Vuh, “İnsanların Kitabı” anlamına geliyor.
Kitap yazılırken her sayfasında hem kitabın orijinal dili olan bugün Guatemala’da konuşulan Kiçe hem de İspanyolcaya yer verilmiş. Böylece kitabın ilk yazıya geçirilişinden 400 sonra da güvenilir çevirilerine ulaşılabiliyor. Popol Vuh, dünyanın kuruluşundan yazılışına kadarki sürecin tümünü kapsıyor ve İncil’in Maya versiyonu olarak anılıyor.
Bugüne ulaşmış en esrarengiz kitap Rohonczi Codex çoğunlukla The Rohonc Codex olarak anılıyor. Kitabın neyi içerdiği veya nereden geldiği bilinmiyor. 19. yüzyılın başlarında, Rohonc şehrinde Macar Bilimler Akademisi’ne bağışlanan kitabın sırrının uzun yıllar çözülememesinin en büyük sebebinin ise yazıldığı alfabe olduğu söyleniyor. 448 sayfalık Rohonc Codex’te 200 farklı sembol kullanılmış. Günümüzde kullanılan alfabelerde ise bu rakam 20 ila 40 arasında değişiyor.
Bilim insanlarının uzun uğraşlarına rağmen kitabın içeriğine dair herhangi bir fikir birliğine varılabilmiş değil. Kökenine dair yapılan tahminlerse Macaristan’dan Romanya’ya, hatta Hindistan’a yayılan geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Eğer The Rohonc Codex’in dilini çözebileceğinize inanıyorsanız sayfalarına internet ortamında ulaşabilirsiniz.
İspanyollar ve Aztek İmparatorluğu arasındaki uzun ve kanlı savaşların ardından İspanya kralı Meksika’yı fethetti ve Antonio de Mendoza’yı imparatorluğun ilk valisi olarak atadı. Mendoza’nın ilk icraatı Aztek İmparatorluğu tarihini yazdırması oldu: Codex Mendoza. Kitabın bulunduğu gemi Fransız korsanların saldırısına uğrayınca Codex Mendoza 400 yıl boyunca sürekli el değiştirdi.
Son durağı 1831’de Oxford Üniversitesi’ne ait Bodleian Kütüphanesi oldu. Azteklerin günlük yaşamından kralların karakter analizlerine dek pek çok başlık bulunuyor kitapta. İllüstrasyonlarının tamamı kölelerce yapılan Codex Mendoza, Aztek İmparatorluğu hakkında bilgi edinebileceğimiz tek kaynak niteliğinde bugün.
Çek edebiyatının en büyük isimlerinden Bohumil Hrabal, Yaşlılar İçin Dans Dersleri’ni 1964’te kaleme aldı. Kitap şehrin göbeğinde güneşlenen altı kadının yanlarından geçerken onlarla konuşmaya başlayan yaşlı bir erkeğin bu konuşma sonrası hayatının değişmesini konu alıyor.
Taneční Hodiny Pro Starší a Pokročilé, 128 sayfalık tek bir cümleden oluşuyor.
Resmi adı Decretals of Gregory IX olan The Smithfield Decretals, 13. yüzyılda yazılmış diğer pek çok kitap gibi kilise hukukunu konu alıyor. Kitabın içinde usta işi illüstrasyonlar ve güzel yazı sanatının seçkin örnekleri bulunuyor. Her biri ince detaylara sahip bezemeler uzun ve maliyetli bir sürecin ürünü.
Her şey “yolunda” giderken ilerleyen sayfalarında nedeni bugün dahi gizemini koruyan, insanları parçalayan dev tavşanların, kurtları linç eden kazların korkunç görsellerine ve devasa tekboynuzlara (unicorn) rastlıyoruz. Hele bu satırlarda bahsedemeyeceğimiz bazı enstantaneler var ki, meraklısı görselden bir yere varabilir, yapıtın bir hukuk kitabı olduğunu bir an için unutturuyor.
Bunun gibi yüzlerce enfes içerikten oluşan, çok gelişmiş nostalji arşivini göster.
Kaynağı Göster💬 Liste Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?